14 Ocak 2017 Cumartesi

Narsisizm Kültürü-IV

Kendine hayranlık kültürü, özel olduğuna ve herkesin uyması gereken toplumsal ve ahlaki kurallara uymak zorunda olmadığına inandırılan nesiller yaratıyor. Bu nesil toplu yaşamanın ve diğerinin sınırına saygı duymanın gereği olan her türlü toplumsal sözleşmeyi özgürlüklerine karşı bir risk olarak görüyor. Herşeye hakkım var yanılgısı o kadar benliklerini ele geçiriyor ki zamanla kimsenin kendilerini anlamadığına inanmaya başlıyorlar. Yani Benzersiz olmak, eşsiz olmak, özel olmak kişiyi diğerlerinden ayırıp kopukluk yaratıyor. Özel olduklarına inandırılan, kendi ihtiyaçlarının öncelikli olduğuna inanan kişiler hak ettikleri saygıyı gördüklerine inanmadıkları an saldırganlaşmaya başlıyor.

Bu bakış açısının yarattığı ve körüklediği rekabetçi kültür ister istemez gelecek endişesi yaratırken insanları ilerlemek için kuralları çiğnemeye, etik değerleri yok saymaya da teşvik ediyor. Bazılarının hileye başvurması ve bunun sayesinde layık olmadıkları mevkilere ulaşması; diğerlerine hileye başvurmazsa kazanmasının imkansız olduğu mesajını ileterek bir kısmında umutsuzluğa ve boş vermişliğe yol açarken bir kısmında da benzer yolları kullanmanın başarı için kaçınılmaz bir gereklilik olduğu meşrulaştırmasına zemin hazırlıyor. Böylece ahlaksızlık yayılarak ilerliyor. Herkes yapıyor savunusu hileye, etik dışı yollara başvurmak için temel aklileştirme görevini üstleniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder